Selam. Nasılsın? yokluğumu arıyor musun şuan, ben seni özledim. Bizim bir gökyüzümüz vardı. Sen gidince, gökyüzüm de bana küstü. Şuan tek bir şey istediğim yok seni özledim ki sana geri gel desem şuan bana gelecek en son kişi de sensin bunu ikimiz de iyi biliyoruz. Neden sevmedin beni? Şimdi sana soruyorum bu soruyu ben senin için her yolu denemiş iken, her çıkmaza girişmiş iken. Şuan iyice bitiyorum. Kurtaracak mısın beni, bu yokluktan. Mesela bir gece üstü seninle oturduğumuz o sahilin karşısında sana gösterdiğim o tepe vardı ya; seni hep oraya götüreceğimi söylemiştim. Şimdi o tepeye seni çıkaramadan, kendim tek başıma çıkıyorum. Bir gece seninle burada karşılaşmayı temenli ediyorum. Biliyorum senin için sessizlik her zaman daha güzeldir. Şimdi yine sana söylüyorum ve bir daha söyleyeceğim. ÖZLEDİM.
Bazen usanırız hayattan, sarılacak omuz arar ilk bulduğumuza sarılırız. Korkmayız, korkacaklarımızdan. Her şeyi basite alıp sanki bir at gibi kendi dogrularımız ile yola devam ederiz. Aslında bende böyleyim bende sizler gibi sıradanım. Her şeyi bende doğru bile bile yolun sonuna yaklaştım. Bir güldüm iki ağladım. Hep basit sebepleri kendimize dert edindik, eğleneceğimiz acıları kendimize zulüm ettik. Yorulduk çünkü kısır bir döngüde kaldık. Doğduk Yürüdük Yolumuzu bulamadık Öldük Hep aynı şeyleri tekrar ettik. Çünkü hepimiz bu kadarını öğrendik. Ögretmediler, yürütmeyi öğrettiler ve yolu göstermediler. Düştük el uzattılar, kalkmayı öğretmediler. Sonrada biz kendi dogrularımızı bulduk, uyuşmayan doğrular yüzünden her seferinde yenik düştük. İrademizi kimseye anlatmadım bizleri yanlış kalıplara sığdırdılar.
Yorumlar
Yorum Gönder